Yeşilçam’ın efsane oyuncusu Ahu Tuğba’nın 1 Eylül’de vefatının akabinde, kızı Anjelik Calvin, Magazinsortie.com’dan Olcay Ünal Sert’e açıklamalarda bulundu. Calvin, annesinin naaşının 14 gün boyunca otopsiye alınmadığını ve cenaze konutu müfettişinin süreçleri başlatmadığını belirtti. Miami’deki yetkilileri Senatör Marco Rubio’ya şikayet ettiğini ve bu sayede otopsi süreçlerinin başlatıldığını söyledi. Anjelik Calvin, müfettişin geç de olsa süreçleri tamamladığını ve cenazenin toksikolojiye gönderildiğini belirtti. “Müfettiş bu süreçleri birinci anda yapsaydı çoktan Annemin naaşı Türkiye’ye gelirdi. Otopsi ve Toksikoloji raporları çıktıktan sonra gönderilecek departmanlardan çıkması da 2-3 haftayı buluyormuş. Benim cürmüm yok, müfettişin kendi egosuydu lakin ben gerekeni yaptırdım” dedi.
Calvin, cenazenin Türkiye’ye getirilmesinde yaşanan gecikmenin müfettişin ihmalkarlığından kaynaklandığını, süreçler tamamlandıktan sonra da 2-3 hafta süreceğini tabir etti. Ayrıyeten, annesinin son günlerinde yaşadığı rahatsızlık ve vefatından duyduğu pişmanlık üzerine duygusal bir açıklama yaptı. Anjelik Calvin, yaşadığı derin üzüntüyü ve annesiyle olan özel bağlarını paylaşarak acısını lisana getirdi. “Komalığım aslında. Bakma sıkıntı duruyorum ayakta. Kalbim ağırıyor. Annem son 3 gün biraz rahatsız olsa da ağır bakımdan çıktıktan sonra çok güzeldi aslında. Nefes darlığıyla (KOAH) boğuşuyordu. Hastaneye gitmedi. Onu dinledim pişmanım.” diyen Anjelik, Ben de bir hap alıyorum, bir down oluyorum, bir gülüyorum, ağlamayayım diyorum, ağlayınca komaya gireceğim zira. Birinci günler üzere olmasa da vakit geçtikçe geri gelmediğini görmek beşere daha çok koyuyor” biçiminde konuştu.
MÜJDE AR: KİMSEYİ TAKMADAN YÜREKLİ YAŞADI
80’li yılların ünlü oyuncusu Ahu Tuğba’nın mevti, sanat dünyasında büyük bir hüzün yarattı. Müjde Ar, Ajda Pekkan, Gülden Karaböcek ve Serpil Çakmaklı açıklamalarda bulundu.
Müjde Ar, Ahu Tuğba’nın bahadır bir oyuncu olduğunu belirterek, “Ben Ahu’yu çok severdim. Düzgün kalpli bir insandı. O kadar çok üzüldüm ki anlatamam, vefatından 1 hafta evvel beni aradı. Ameliyat olduğum için üzüldüğünü söylemişti, ben onu aradığımda bir seferinde hastanedeydi telefona bakamamış. KOAH güç bir hastalık. Ahu, Türk Sinemasının bahadır bayanlarından biriydi. Rol ayrımı yapmayan, frapan, sıkıntı rollerin üstesinden gelen Türkiye de kabul görmüş bir oyuncuydu. Kimseyi de takmadan yaşadı, bence gözü pek yaşadı. Tarık Akan da çok severdi onu. Sevilen insandı, merhametli, dedikodusu olmayan biriydi. Çok genç gitti. Bundan bu türlü sinemalarıyla yaşayacak” dedi.
AJDA PEKKAN: 80’LERİN SİMGE İSİMLERİNDENDİ
Ajda Pekkan “O kadar üzüldüm ki. Yeşilçam işçisiydi. Verilen rolleri muvaffakiyetle canlandıran bedelli bir kişiliğe sahipti. Roller insanın fıtratını değiştirmiyor, neyse onu yapacak sanatçı olarak. Düzgün bir kızdı. Ahu (Tuğba) 80’lerin cesaretli ve simge isimlerindendi. Trafik kazasından sonra ağır bakımı atlattı, KOAH’dan kaybettik. Kelamın bittiği yer… Işıklar içinde uyusun” diye konuştu.
GÜLDEN KARABÖCEK: SİNEMALARIYLA GENÇLİĞE YOL GÖSTERMEYE DEVAM EDECEK
Gülden Karaböcek: “Çektiği sinemalarla gençlerin uyuşturucu ve alkole alışmaması, makus yollara düşmemesi için kıymetli iletiler verdi. Ahu Tuğba, Türk Sineması’nda taktir görmüş bir isimdir. 80’li yıllar denince bizler üzere birinci akla gelen sayılı isimlerden. Kendisiyle birlikte Seda Sayan’ın programına katılmıştık. Bir de Osmanbey de işlettiği Paella isimli yer vardı orada da sahne almıştım. Cenazesinin bir an evvel Amerika’dan getirilerek toprağa verilerek huzura kavuşmasını diliyorum. Yeri cennet olsun, hoş, kelamını esirgemeyen dobra bir insandı. Sinemalarıyla gençliğe yol göstermeye devam edecek”
SERPİL ÇAKMAKLI: ORTAYA UZAKLIK GİRSE DE UNUTAMAZSIN, AHU O DENLİ ARKADAŞIM
Serpil Çakmaklı: “Ahu’nun vefatını duyduğum andan itibaren inanılmaz makûs hissediyorum. Yıllardır görmüyorum fakat nasıl üzüldüm anlatamam. Berbat haberi alınca şok oldum. Çok sigara içiyordu. Yıllarımız birlikte geçiyordu, çocukları birlikte büyüttük. Merve, Anjelik’le birlikte okula gidiyordu. Ne vakit Miami’ye gitti koptuk. Son yıllarda basından takip ediyorduk. 80’li yıllarda çabuk dolduruşlara geliyorduk. Artık o kadar boş geliyor ki, hepimiz bu dünyadan göçüp gideceğiz. Mevtin kimin kapasını çalacağı muhakkak değil. Unutuyoruz mevti, makûs haber alınca gözyaşı döküyoruz. Ben artık her şeyden soyutlandım, daha şuurlu yaşıyorum. Bende büyük travmalar atlattım, sanat topluluğu vefasızdır. Ölümlerde herkes çıkıyor ortaya, kıymetli olan vefatlar olmadan vefa, değer bilmektir. Bazen uzaklıklar girer ortaya sevdiğin beşerlerle lakin hiçbir vakit unutmazsın, kalpte yaşar. Ahu da bu türlü bir arkadaşımdı. Işıklar içinde yatsın.” dedi.